Premium Ads

İspanya'da hükümet, okul yemekleri arasında şekeri, tuzu ve kavurmaları kısıtladı. Ayrıca günlük menülere sebze ve meyvenin dahil olması gerektiğini belirledi.

Okul çocuklarının sağlıklı diyet için benzer önlemaların, birçok ülkede giderek daha fazla gündemde olması söz konusu.

İşte alternatif bir versiyon: Bizim için studentların okul lunchlarında ne sunulacağını tartışmak bile unnecessary, çünkü devlet tarafından sağlananöğle yemeği hizmetine dair yasal öneriler TBMM'de red edilmiş durumda.

Oysa yasanın gerekçelerinde şöyle belirtilmiştir:

“Yaklaşık her dört aileden biri gün içerisinde en az bir öğün et, balık veya tavuk yiyemiyor. Sağlıklı beslenmek çocuklar için bir lüks değil, temel ihtiyaçtır. Bu ülkede milyonlarca insan açlık sınırının altındaki ücretlerle hayatta kalmaya çalışıyor. Çocuklar okula boş beslenme çantası ile gidiyor. Bugün bir okul kantininde bir tost yeseniz, bir su ve bir ayran içseniz 100 lira ediyor. Bunu da her öğrencinin karşılaması mümkün değil…”

Beslenme saati

Okulumuzda öğle yemeği saati mevcuttu. Her gün belirlenen bir öğrenci eve tahılları ile yağları teslim alıp kurabiye hazırlardık; bu kurabiyelere ek olarak genellikle süt ve bazen de kuru fıstıklar, incir veya üzüm de sunulurdu.

Sonraki yıllarda bu düzenliyordu ve öğrenciler besleme sürelerinde eve götürdükleri şeyler ile açlıklarını gidermeye çalışıyorlardı.

Bazı okullarda "zengin" ve "fakir" yemek listelerinin sebebiyleden dolayı oldukça üzücü durumlar yaşanmıştır. Bu durum sonucunda, o ayarın da amacını yavaş yavaş yitirmeye başlamıştır.

Kantindeki öfke patlamasının ardından ayrılma süreci daha da belirginleşti. Ücretler hızla yükseldi ve cebimizdekilerle artık bir şeyler edinememenize neden oldu. Bazıları yemek yiyecekken, diğerleri sadece izlemeye razıldı...

Devlete eğitim için ayrışan bütçenin büyüklüğü öyle büyük ki, yiyecek maliyetleri karşısında bu bütçeden sadece bir küçük kısmın kullanılması gerekir; ancak öğrencilerimizin sayısı nispetinde çok olduğu ve bücbölgelerinin çeşitliliği oldukça yüksek olunca, lüks kullanımın da hayli arttığı bir okulda yemek hizmeti almak imkansızdır!

Ana problem budur: bu konuda olan eksik hassasiyetimiz. Eğitimdeki önem derecemizi, beslenme konusundaki de aynı ölçüyü verdiğimiz için, bunu gerçekten önemsediğimize emin olabiliriz. Yani biraz da olsa ilgilenmiyoruz!

Bu nedenle okulda yemeğin hem hükümetlerin hemde muhalefetin öncelikli proje listesinde yer almaması bir durum.

İlk seçiminde oyumuza "eğitim ve okulda yemek" konusu renk vereceğini söylüyorlar; hayal edin bu ne kadar farklı projeler ortaya çıkardıracaktır. Ama buna rağmen, size sormak istiyorum ki: Bunlarıvelilere nasıl açıklayacaksınız?

Zor ama imkânsız değil

Okulda yemek projelerine karşı çıkan, onları desteklemez veya kaynağın ayrılması konusunda olumlu düşünmeyen herhangi bir kişi bulunamaz. Bu şekilde davranmaları gereklidir.

Nedeni çok net:

Çocuklarımızın beyinleri kadar digestive traktlarını da dikkate almamız gerekiyor. Bedenlerinin büyümesi ve kafalarının öğrenme süreci eşit derecede önemlidir. Ancak neden olduğu üzere bu konuyu sürekli görmezden geliyoruz...

Tamamdır, bir yandan kaynağımız olmadığını söylüyoruz, ancak diğer yanda sınava geçirilebilen kaynaklar sayesinde bu sorunu kolayca aşabiliriz.

Pekala, sınavları kaldırmasak mi? Tabii ki olabilir ancak bu tür aşırılıklara ve tasarruflara dönmemeli. Sınavların kim için ne faydası var? Nihai değeri tarafsız olarak göz önünde bulundurulduğunda, en düşük seviyeye indirilmelerinin herhangi bir zarar vermeyeceği gibi, devleti, velileri ve öğrencileri hem ekonomik açıdan hem de moralde büyük ölçüde hafifletecektir...

Yeni bir model şart

Eğer okuldaki yemek hizmetine gerçekten önem veriyorsak, bunu yaparken çeşitli çözümler oluşturmak gerekecek. Bu projeler kârlılık amaçlamayacak, tüm çeşit versinerden muaf olmalı ve en az yarıya kadar yerel ürünler kullanılmalıdır. Ayrıca, hayırseverlik çağrısına açılarak, Ramazan ayında olduğu gibi yardım elde edebileceğimizi düşünmeliyiz. Projeler kişisel ihtiyaçları velilerin, öğrencilerin, gönüllülerin ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla tamamen ücretsiz sunulabilir.

Ayrıca karşılıklı ortak girişimlerle de yeni yollar bulunabilir. Örneğin, üretimci şirketleri ürün toplama imkanları bulamamasından şikayetçi olurken, öğrenciler ve veliler ise pratik eğitime ulaşım sorunundan ve sağlıklı beslenme zorluklarından şikâyet ediyorlar.

MEB-Agriculture Ministry ve Ziraat Odaları bu alanda ortak proje geliştirebilir mi? Mesela öğrenciler ile veliler tarımı destekleyebilir, bunun karşılığı olarak çiftçiler ürünlerini okul yemekleri için sunabilir mi?

Kısacası: Çözüm yok diye bir şey olmaz. Sadece çözüm istenmesi gerekir, kaynakların doğru kullanılması gereklidir ve herkesin taşı altına ellerini koyması lazımdır...

Table of Contents [Close]
    Previous Post Next Post
    X
    X
    X